2 Nisan 2014 Çarşamba

Agâh, Nisan Sayısı Yazı Dizisi - Kitap Okuma Alışkanlığı ve Çocuk

   Çocuklar belli dönemlerde dünyayı algılama, dünyadaki olayları, alışkanlıkları, kafalarında şekillendirme dönemi yaşarlar. Bu dönemlerde evde nasıl davranılırsa çocuk bunu beynine normal olarak kaydeder ve tüm hayatı boyunca kendine bunu temel alır. Anne rahmine yeni düşmüş bebeğe, kitap okuyan anne ve baba, bebeklerine hem kendi seslerini tanıtmış hem de dünyayı tanıtma aşamasında ilk adımı atmış olurlar. Böylelikle bebek henüz doğmadan okunanı dinlemeye başlar. Bu dönemde dünyadaki güzellikleri anlatarak çocuğun bilinçaltına olumlu düşünceyi vermiş olurlar. Ancak bu kitap okuma alışkanlığını kazandırma için yeterli değildir. Çocuk evde kitap okuyan kişiler gördüğü zaman bu kişileri kendisine model alır, kendisi de kitap okumaya yönelir. Bu alışkanlığı daha verimli hale getirebilmek için evde kitap okuma saatleri oluşturulabilir. Bu ailenin daha verimli etkileşim içinde olmasını sağladığı gibi kitap okuma alışkanlığını da kazandırır. Ayrıca kitap okuma saatinde yapılan ufak değişikliklerde hayatımızda olumlu şeylerin gelişmesine neden olur. Mesela aile bireylerinden birisinin sesli kitap okuması ve dinleyenlerin aralarında katılım yaptığı sohbet ortamı aile bağlarını güçlendirir ve çocukların kitaplara karşı sevgi duygusunu da güçlendirir. Ayrıca okumayı öğrenen çocuklarınızla bu yöntemi uyguladığınızda, yani onların okuyup sizin dinleyici olduğunuz zamanlarda da çocuğunuza özgüven geliştirici bir yöntem uygulamış olursunuz. Henüz okuma bilmeyen çocuklarımıza uyurken kitap okuduğumuzda ise uyurken okumanın beynin bir ihtiyacı olduğu yönünde bilincin oluşmasını sağlarsınız.
Çocuklarımızla günde en az yarım saat okuma etkinliği yapalım onları dinleyelim ve dinlediğimizi onlara hissettirelim.
Okuyan ve okutan yarının gençlerinin bilgi dolu olması duası ile...

Agâh, Nisan Sayısı Yazı Dizisi - Kutlu Doğum Geliyor, Evlerde Bayram Var

    Nisan ayı müjdesiyle ve güzelliğiyle birlikte geliyor hep, baharı getirirken içimize manevi bir bayramı da sürükleyiveriyor.Kutlu Doğum yaklaştıkça insanın içinde bir mutluluk, bir heyecan, tarif edilemez hisler çoğalıyor.Öyle ya her yerde O'ndan bir şeyler, her yerde etkinlikler, herkeste bir hazırlık.Çocuklarımızda ister istemez etkileniyor bu ortamdan.Ancak bunun en olumlu ve etkili bir faydalanma olması için bizlere çok iş düşüyor.Öyle ya her yazımızda belirttiğimiz gibi, her eğitimin zamanı 0-6 yaş olduğu gibi, din ve ahlak eğitiminin de yaşı bu döneme rastlar.O halde biz çocuklarımızın hangi meyveleri vermelerini istiyorsak, o tohumları bu mevsimde ekmeli, yüreklerine yerleştirmeliyiz.Geriye kalan iş ise düzenli sulamak ve beslemek olacaktır.
    Bu dönemde ekmemiz gereken en önemli tohum "Allah Sevgisi" olacaktır.Allah korkutularak anlatılmaz, bu yaş çocuğunu kötülük, günah kavramları yerleştirilmez.Bize düşen sevdirmek, iyiyi öğretmektir.Hayat ona zaten kötüyü öğretecektir.O halde gelelim Kutlu Doğum için yapmamız gerekenlere;

1. Öncelikle çocuklara Kutlu Doğum nedir, niye kutlanır, ne anlama gelir ve Peygamber efendimiz kimdir, ne yapmıştır gibi konulardan bahsetmeliyiz.
2. Peygamber Efendimizi sevmelerin sağlayacak, O'nun çocuklarla ilişkisini anlatan sıcak, samimi kıssalar anlatarak, çocuğu sevgiyle fethetmeliyiz.
3. Bunları kavradıktan sonra Kutlu Doğum haftasında ne yapılır, neler olur bahsedebiliriz.
4. Ardından "Sence biz neler yapabiliriz, bu güzel haftayı nasıl kutlayabiliriz?" diye çocuğunda fikirleri alınarak bir beyin fırtınası yapılabilir.
5. Ardından bir plan yapmaya başlayın, 1 hafta boyunca yapacağınız etkinlikleri sıralayın ve bunu ailecek yapın.
   Etkinlikler için bazı öneriler verelim;
* Salavat yarışması yapın, en çok Salavat çekene bir ödül koyun (daha manevi bir ödül) ve bu yarışmayı muhakkak çocuklar kazansın. :)
* Evi özenle süsleyin, güzel yemekler yapın, huzur evleri ziyaret edin, yetimleri sevindirin, sünnetleri hatırlayın ve uygulanabilecekleri uygulamaya başlayın.
* Ailece Peygamberimize yazılmış bir mektup, şiir veya yazı yarışması yapın.
* Hediye çekilişi yapın ve 20 Nisan günü hediyelerinizi verin.
Böylece çocuklara bu haftanın özel olduğunu, ayrı bir öneme layık olduğunu, kutlanması gerektiğini vermiş olurken, ayrıca ailecek pek çok güzel etkinlikle beraber zaman geçirmiş, dini olarak birliktelik sağlamış, güzel  yüreklerdeki tohumları sulamış olacaksınız.
Siz bu etkinlikleri çoğaltıp, değiştirebilirsiniz.Ama mutlaka ailecek özel bir şeyler yapmalısınız.
Bir kere keyfini alınca duramayacak ve daha çok bu tarz etkinliklere merak salacaksınız.Bizden söylemesi.. :)
Mutlu, huzurlu, keyifli ve ailecek, sıcacık bir Nisan olsun.

Agâh, Nisan Sayısı Yazı Dizisi - Sağlıklı Atıştıralım

Hepimiz fırsatını bulduğumuzda bir şeyler atıştırmak istiyoruz.Bir yandan da çocuklar ders çalışırken,resim yaparken,çizgi film izlerken atıştırdıkları şeyler abur cubur,sağlıksız şeyler olmasın istiyoruz.Özellikle fazla miktarda doymuş ve trans yağ içeren ve gerek ambalajları gerekse tatlarıyla çocukların ilgisini çeken minik atıştırmalıklar sağlıkları tehdit ediyor. ''Ama markete gidince tutturuyor almassak ortalığı yıkıyor.'' ''Napalım ama çok seviyor.''dediğinizi duyar gibiyim.Çözüm aslında basit önce ona örnek olacak ve tüketmesini istemediğiniz besinleri tüketmeyeceksiniz. Bunun nedenini mantıklı açıklamasını bu tarz besinlerin sağlıksız olduğunu ve fazla tüketildiğinde sağlıklarını bozacağını anlatacaksınız.Eminim mantıklı ve kararlı anlattığınızda size hak verecekler.Bu nedenle çocukların elinin altında olmasını istediğiniz sağlıklı atıştırmalıkları sizler hazırlayabilirsiniz. Örneğin dilimlenmiş çeşitli meyvelerin bulunduğu çekici bir tabak,ya da fazla değil 5-6 badem,2-3 kuru kayısı,3-4 adet cevizin bulunduğu bir kase..Sevimli kaselerde hazırlanmış ev yapımı sütlü tatlılar,ince ince dilimlenmiş fırına verilmiş kıtır patates dilimleri,uzun uzun doğranmış hoş sunumlu,limonlu havuç ve salatalık dilimleri..Ve çok pratik ve kolay bazı tarifler: Yulaflı meyveli yoğurt: Hem doyurucu hem de oldukça sağlıklı bir atıştırmalık daha. Yoğurdu iyice çırpın ve süzme yoğurt kıvamına getirin. İçerisine çocuğunuzun sevdiği meyveyi küçük parçalar halinde doğrayın. En çok yakışan meyveler muz, portakal, kayısı, üzüm, ananas. Çocuğunuz taneli olmasından hoşlanmazsa meyvelerinizi biraz süt ile blendirdan geçirebilirsiniz. Üzerine 1 tatlı kaşığı yulaf ezmesi döküp karıştırın. İşte size muhteşem bir atıştırma seçeneği. Fırında baharatlı patates cipsi: Piyasada satılan hazır cipsler çocukların çok ilgisini çekse de hem oldukça yağlı oluşları ile kilo artışına neden oluyor hem de içerdiği kanserojen maddeler nedeniyle sağlıkları tehdit ediyor. Bu tarif patates den vazgeçemeyenler için en sağlıklı tarif. Patatesleri dilimleyici ile ince dilimler şeklinde kesin. Bir kapta su içerisinde yarım saat kadar bekletin. Patatesleri iyice kurulayın ve zeytinyağı, pul biber, nane ve çok az tuz ile harmanlayın. Yağlı kağıt serdiğiniz fırın tepsisine patatesleri yayın. 200 °C yaklaşık 45 dakika pişirin. Çikolatalı Muz ve Ananas dilimleri: Tatlı sevmeyen çocuk yoktur neredeyse. Çikolatayla meyve birleşince ortaya çıkacak muhteşem sonuca siz bile şaşıracaksınız. Bu atıştırmalığımızın yapılışı çok pratik. Bitter çikolatayı benmari usulü eritin. Muzu ve ananası kalın dilimler halinde doğrayın. Üzerlerine kürdan batırın. Erittiğiniz çikolataya buladığınız meyveleri servis tabağına dizin ve buzdolabında 1 saat bekletin. Tatlı yiyin, tatlı gülümseyin.  

1 Nisan 2014 Salı

Agâh, Nisan Sayısı Yazı Dizisi - Kitap Okumanın Çocuğumuzun Gelişimine Faydaları


Çocuğun zihinsel, duygusal ve sosyal gelişiminde kitabın rolü çok büyüktür. Anne ve babası kendisine masal okurken tanır çocuk kitabı. Daha sonra renkli ve resimli kitaplara yönelir çocuklar. Çocuklara küçük yaştan itibaren kitap okumak, onların dil gelişimini ve öğrenme kabiliyetlerini olumlu yönde etkilemektedir. Dil gelişimini hızlandırır, zihinsel gelişimi destekler, gerçek dünyayı tanıtır, anne-babayla sıcak bir ilişki gelişmesini destekler, çocuğun hayal gücünü genişletir, okuma becerisi ve yaşam boyu sürecek okuma sevgisinin temelini oluşturur, kelime hazinesini geliştirdiği için çocuğun duygu ve düşüncelerini iyi ifade etmesine imkan sağlar. Sevgili Anne ve Babalar! Raydan çıkmış olan bu çağımızın gürültüsüne inat kitap okuyabilen nesiller yetiştirmek için çabalayalım. ‘Oku’ emrine amade, bilinçli nesiller için kitap okuyalım, okutalım. Çocuklarımıza kitap okuma alışkanlığı kazandırmak adına, önce birlikte küçük alışverişler yapın. Bunun yanısıra kitaplığınıza göz atın birlikte. Yılların eskitemediği satırlara dokunun birlikte. Hatta kapağı yırtılmış, sayfaları kopmuş kitaplarınızı birlikte tamir ederek yeniden hayata döndürün.
İşte size çocuğunuzla birlikte geçireceğiniz harika bir vakit!
Kitapta kaldığı yeri kolayca bulabilmesi için birlikte kitap ayraçları yapın. Kendi el emeği ve çabasıyla yaptığı kitap ayracı onu hem kitap okumaya teşvik edecek, hem kaldığı yeri unutmayacak, hem de sizinle birlikte geçirdiği vakti hiç unutmayacak. Kitap okuyan nesiller yetiştirmek adına bir adım atın. Sıradaki adım sizin olsun.:)

Agâh, Nisan Sayısı Yazı Dizisi - Çocuğunuzu Dinlemenin Önemi ve Etkileri

                                        

   Biz anne ve babalar çocuklarımızın sorunlarına çözüm ararken bir çok yola başvururuz.Oysa çocuklarımızın sorunları çözmede gerekli olan tek şey onu dinlemektir.Dinlemek;çocuğun toplum içinde sağlıklı bir iletişim kurabilmesini,başkalarını dinlemeyi,kendisine önem verildiğini,kendine olan saygısını ve problem çözme davranışını geliştirir.
   Çocuğumuzla konuşurken çocuğumuzun hizasına gelerek göz teması kurmak son derece önemlidir.Çocuğa konuşurken aynı seviyede olmak çocuğa ''Biz Eşitiz Rahatlayabilirsin'' mesajı verir.Göz teması ise çocuğa duyulan ilgiyi,saygıyı gösterir.Çocuğunuz kendisine yakın duran yüzüne bakan kişiye;güven duyar ve konuşma isteği duyar.
   Çocuğunuz bir şeyler anlatırken anne ve babanın dinlememesi ve başka işlerle uğraşması çocukta konuşma isteğini azaltır ve bu da çocuğun içine kapanık, mutsuz ve sürekli saldırgan davranışlar göstermesine neden olur. Doğru anlaşıldığı hisseden çocuk ise kendini daha huzurlu ve mutlu hisseder,kendine güveni artar ve toplumsal yaşama uyumunu kolaylaştırır.Geleceğimizi korkmadan teslim edebileceğimiz düşünen,topluma saygı gösteren,saygı duyulan bireyler yetiştirmek dileklerimle..

Çocuklarımızla daha iyi iletişim kurabilmek için neler yapılabilir;

- Çocuklarınızı bütün dikkatinizle dinleyin.
- İlginizi beden dilinizle gösterin.
- Çocuğumuzu dinlerken onu sevdiğinizi hissettirin.
- Çocuklarımıza olan sevgimizi maddi olarak göstermek yerine birlikte etkili bir şekilde vakit geçirmek ve duygusal olarak sevgimizi hissettirelim 
- Çocuklarımızı dinlerken yorum yapmadan,eleştirmeden ve öğüt vermeden katılım sağlayalım
- Aile içi kurallarımızı belirlerken çocuklarımızın da katılımcı olmasını sağlayalım
- Çocuklarımızı dinlerken ön yargıdan uzak duralım.

Agâh, Nisan Sayısı Yazı Dizisi - Çocukları Öldüren Silah; Televizyon


   Günümüzün olmazsa olmazı haline gelen her evde en az bir tane bulunan hatta bazı evlerde ise neredeyse her odada bulunan televizyonların zararlarını hiç düşündünüz mü? Hayır dediğinizi duyar gibiyim. Biz sizin için araştırdık ve zararsız duran bu kutuların zararlarının oldukça fazla olduğu sonucuna ulaştık. Özellikle gelişme çağında olan çocuklarınız üzerindeki zararları saymakla bitmiyor. Televizyonun zararları şöyle :
   Televizyon, çocukların konuşma ve iletişim becerilerinin yeterince gelişmesini imkansız hale getirmektedir. Bu nedenle düşüncelerini doğru ifade etmekte güçlük çeker ve içe dönük bir kişilik geliştirmeye başlarlar. Bu nedenle ailesiyle, arkadaşlarıyla ve çevresindeki diğer insanlarla sosyal ilişki kurmada isteksiz davranırlar.
Avusturya’da yapılan araştırmalara göre 2 yaşından önce Tv izlemek çocuklarda zeka geriliğine neden oluyor ve daha büyük çocuklarda ise 1 saat tv izlemenin beyinde oluşturduğu tahribat, 1 hafta boyunca yapılan zihinsel egzersiz ile ancak iyileştirilebiliyor.
   Liverpol Üniversitesi’nin araştırmalarına göre TV’deki yiyecek ve içecek reklamları çocukların abur cubur yemelerini %134 oranında arttırmaktadır. Genelde zararlı bir beslenme alışkanlığı edinmelerine neden olan bu durum obezite riskini arttırmaktadır.
Dr. Mutz, çocuklarda uykusuzluk, sürekli korku, fiziksel hareket eksikliği ile çevreye uyum sağlamada zorluklara yol açtığını ifade etmektedir.
BBC araştırma raporlarına göre çocuklar şiddet filmi izledikten sonra günlerce süren kötü düşlerden, gece tuvalete gidememekten, her an birisinin saldırısına uğrama endişesinden şikâyet etmektedirler.
Amerikan Pediatri Akademisi, Milli Zihin Sağlığı Enstitüsü ve Amerikan Sağlık Derneği televizyondaki şiddetin çocuklarda saldırgan ve antisosyal davranışa neden olduğunu kabul etmektedir.
Yine İngiliz Hükümetinin ekran Şiddeti ve Film Sansürü adlı araştırmasına göre, okul öncesi çocuklar izledikleri şiddet eylemlerini taklit etmektedirler.
   Araştırmalara göre çocukların erken ergenliğe girmelerinin en büyük nedenleri arasında TV seyretmek yer almaktadır. Ayrıca uzun süre TV seyreden çocuklar 7 yaş civarında dikkatlerini toplamakta daha çok zorluk çekmektedir.
Yine çok TV seyreden çocuklar olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi kuramaz, bilgiyi yorumlayamazlar. Kitap, dergi, gazete, okumak ve ders çalışmak gibi zihinsel çaba gerektiren işleri sevmezler.
Sokakta arkadaşlarıyla oyun oynayan ve koşan bir çocuk birikmiş vücut enerjisini boşalttığı için rahatlamaktadır. Halbuki televizyonun karşısında saatlerce oturan bir çocuk enerjisini boşaltmak şöyle dursun, aksine bu cihazlardan yayılan manyetik ışınlara maruz kalmakta ve
vücudundaki elektrik yükü artmaktadır. Bu sebeple, televizyon bağımlısı çocuklar daha sinirli ve daha saldırgan olurlar.

Durum böyleyken peki ebeveynler ne yapmalı? İşte sizin için araştırma sonuçlarına göre Uzmanlardan bazı öneriler:

*Televizyon izlemeleri konusunda tavrınız net olsun. 
*Çocuklarınızın sizin seçtiğiniz ve belirlediğiniz saatler içinde televizyon izlemelerini sağlayın. 
*Onlara örnek olun. Siz de televizyon izleme saatlerinizi kontrol altında tutar ve evde geçirdiğiniz saatlerde sohbet etmeye, okumaya vakit ayırırsanız çocuğunuz da sizi örnek alır.
*Şiddet ve saldırganlık içermeyen çizgi film ve programları izletin. 
*Okula giden çocuklara dinlenme, yemek, oyun, uyku ve ders dışında zamanları kalıyorsa televizyon izlemelerine izin verin. 
*Evinizin her odasında (mutfak, çocuk odası, yatak odası vb.) televizyona yer vermeyin.
*Çocuğunuzun TV başında geçirdiği süreyi günde 2 saat ile sınırlayın. Bir de cep televizyonunuzdan veya bilgisayarınızdan izlediğiniz şeyleri de bu süreye dahil etmeyi unutmayın.
*Çocukların, yalnızca kendilerine yönelik yayınları izlemelerine önem verilmelidir (ki bu olabildiğince az olmalıdır. Çünkü TV gibi sanal bir dünyadansa gerçek dünya daha öğretici ve zararsız olacaktır.).
*Televizyon izlemek, kesinlikle çocuğa bir ödül olarak, verilmemelidir.
*Ekran, kesinlikle bebek bakıcısı ya da uyumaya yardımcı bir gereç olarak kullanılmamalıdır.
*Son olarak da çocukların dinlenme sürelerinde, dinlenme aracı olarak görülmemelidir.